Etiket

access bars

Browsing

Yeniden vizyon panosu konusuyla karşınızdayıııım.

Haydi gelin, bu sene siz de bir değişiklik yapın, katılın bu akıma. 2025 yılında gerçekleşmesini seçtiğiniz, niyetine girdiğiniz, sizi heyecanlandıran, ” olsa ne güzel olur. ” dediğiniz her şeyin görselini bulun ve bir mantar panoya ya da bir kartona bu görselleri yerleştirerek kolaj hazırlayın. Bunun için dergiler, gazetelerden faydalanabileceğiniz gibi -son dönemde benim de tercihim- internette araştırıp o resmin çıktısını da alabilirsiniz. Eğer sizin arzunuzu tam anlatan görseli bir türlü bulamazsanız, kelimelerden, cümlelerden de faydalanabilirsiniz. Ve finalde hazırladığınız panoyu her gün görebileceğiniz yere asarsanız siz de yeni yıla hazırsınız demektiiir:)

Şimdi gelelim vizyon panosu çalışması ile ilgili farkında olmanızı istediğim birkaç önemli noktaya:

  1. Hayalinizi tam yansıtan görseli bulana kadar aramaya devam edin. Yoksa herhangi bir görsel, sizde heyecan oluşturmayabilir ve sadece bir görsel olarak kalabilir.

2 . Vizyon panosunun, seçimlerinizi bilinçdışına tanıtmanın ve seçiminize ait titreşimi aktive etmenin yanısıra itici güç etkisi de vardır. Motivasyon kaynaklarındadır, harekete geçirebilir.  Sadece bunun için bile yapabilirsiniz.

3. Eğer vizyonunuzun içine giremiyorsanız, orada hissedeceğiniz duyguyu aktive edemiyorsanız, onlar ortaya çıktığında ‘kim’ olacağınızı bilmiyorsanız, bir ihtimal panodaki vizyonunuz gerçekleşmeyebilir. Panonun amaçlarından biri de, frekansınızı arzuladığınız gerçeklikle uyumlu hale getirebilmektir. Bir kaç ay geçtikten sonra, frekansınızın değişmediğini  ve hatta panoya bakarken” Neden hala olmadı?” gibi yokluk alanına çekildiğinizi farkederseniz, panoyu ortadan kaldırabilirsiniz. Görevi bu değil çünkü.

4. Panoyu eğlenceli hale getirin. Hayati yapmasaydınız hayatı, bu yıl nelerle eğlenmek isterdiniz? Aktiviteleri, neşeli anlarla ilgili konuları unutmayın. Size neşey, eğlenceyi, kolaylığı, ihtişamı hatırlatan her şey olabilir.

Ve son olarak hatırlatmaktan hiç bıkmayacağım konu şu ki; hiçbir hedef sizi bugünden koparmasın olur mu?  Hayallerimiz, hedeflerimiz olsun ama mümkünse her güne, bir anı, bir tat bırakmadan günü bitirmeyin. Gerçek olan tek an, bu an. Bu anı kaçırmayın. Günü bitirirken ” iyi ki ” dediğiniz anlarınız olsun. Dilerim olsun.

Yeni yıl hepimize ışıl ışıl gelsin. Sağlıkla, huzurla, aşkla, kolaylıkla, zenginliklerle…

Görüşmek üzere

 

 

Kaçımız ” senin / sizin için yaşıyorum ” sözlerinin geçtiği bir evde büyüdü? …. Bir çocuğun dünyasında nasıl algılandı ki bu? ” Yaşatmak için yaşamalıyım ve onları buna pişman etmemeliyim , bu büyük emeğin karşılığını vermeliyim ” mi yoksa??? Ve bu yükü omuzlayıp bir de bugünlere kadar taşıdı ?

Peki ya kaçımız sevdiğimiz herhangi birini ” sensiz yaşayamam ” dediği için yaşatmaya çalıştı/ çalışıyor bir yerlerde ? Ya da sen söyledin bunu ona, ne zaman , nerede, kime ? Kendinden öte değerli kıldığın kimler oldu ? .

 Ve bir de ” seni ölene kadar asla bırakmayacağım” ” sonsuza kadar seveceğim” … Ve kaçımız bu söz uğruna bitmesini istediği bir ilişkiden ” neden ayrılamıyorum, kurtulamıyorum? ” diye sebebini hala arayıp duruyor da bulamıyor ?         ( donakaldığım yerlerden biriydi zamanında bulduğum anda ) .

Sanki kulağa iyi gibi gelen kocaman hapisler yarattık biz farkında olmadan. Niyetimiz kötü değildi elbette ki . Yalnız burada birçok yer var hapis yarattığımız , anlamadan. Böyle beylik sözlerle ” daha da anlasın , çok inansın ” lara gerek var mı sevgimizi tanımlarken? Sevgi özgürleştirmiyorsa , nerede kaldı iyileştiriciliği ? 

Bu cümlelerin yarattığı hapisler bedeninin bir yerinde / yerlerinde kilitli. İzin ver açılsın kilit. Kaç yıldır hapsediyorsun bir bak istersen. Bırakmak bir an-ken, kaç yıldır o söz orda kalsın diye enerji harcıyorsun?
Şimdi ” söz büyüdür ” dediğimiz yere geldik işte. Bu söz başka söz. Büyüyü bozma zamanı olsun ister misin? Verdiğin tüüm sözleri hatırla, hatırla. Farketmek özgürleştirir dönüştürmeyi seçersen. Aynı sevgi gibi .

Cümleler nasıl dönüşür ki o zaman ” Uyumumuz devam ettiği sürece seninle birlikte olmaya gönüllüyüm. ” . 

Olur mu?

Var mı senin de aklına gelenler?