Kategori

Blog Yazıları

Kategori

Seçim yapmak nedir’i anlamak, tüm kilitlerin anahtarı bana göre. O yüzden aklıma geldikçe hep yazacağım bu konuyu…

🔶 Diyelim ki, sevgilinizle /eşinizle sorunlarınız var, ayrıldınız ya da devam ediyor. Burda sevgilinizle barışmak istemeniz veya sorun bir anda uçsun gitsin demek seçim değildir. Problemden çıkma isteğidir.
Ve problemi ortadan kaldırma arzusu da anlık işler. Günü, haftayı, ayları kurtarır belki.
Seansa bunun için gelenleri hep uyarırım:)
Uzun vadede ihtiyacınız olan bu konuda seçim yapmaktır.
Bu nasıl olur?
” Ben bu hayatta nasıl bir ilişki içinde varolmak istiyorum, nasıl biriyle birlikte olmak istiyorum? Bu gerçekleşirse ben ne hissedeceğim, kim olacağım?
Burayı bulduktan sonra işte bu kişi olmayı seçin.
” Böyle bir ilişkide olmayı seçiyorum. “
( cümle ne güzel görünüyor değil mi, tabi demek yetmiyor, bunu seçtiğinizde bedeninizdeki gücü, hafifliği hissedeceksiniz, gerçek mi değil mi pratik yaptıkça ayrımını yapabilirsiniz. )

Ve sonra da olanları izleyin, belki bir daha barışmayacaksınız, belki hayatınıza başka biri girecek, belki barışacaksınız ve o kişi o ayrıldığınız kişi olmayacak bambaşka bir kişi formuna evrilmiş olacak , ilişkiniz dönüşecek ve siz inanamayacaksınız:)
🌟 Bu anlattığım yerde problem yok, çözüm yok , sadece büyük bir enerji alanından talebi sunmak ve talebin karşılığında kim olacağınız konusunda netleşmek var farkındasınız değil mi? İsimler yok, ayrılmalar, barışmalar… Hiçbiri yok
🔶 Ya da diyelim ki, maddi sorunlar yaşıyorsunuz, faturalarınızı ödemek bile zorlaştı artık. İster istemez ilk talebiniz ve odağınız geçinmekte olacaktır. Faturalarınızı ödemek, kartlarınızı ödemek sizi rahatlatacak gibi görünse de bu plan ve istek kısa süreli etki edecek. Bir sonraki ay yine aynı kaygı.
Şimdi bu problemin dışına çıkın ve gerçekten nasıl bir hayat yaşamak istediğinize odaklanın. Ne kadar maddi kaynağa açıksınız, nasıl bir finansal realiteniz olsun istiyorsunuz ve bu olunca nasıl hissedeceksiniz, kim olacaksınız? Hayatınız nasıl olacak?
Buna bakın, yazın, hayal edin.
Sonra izleyin. Başka bir kaynak mı ortaya çıkacak, iş mi değiştireceksiniz, paraya bakış açınız mı değişecek? Gözlemleyin.

Bu konuda sonsuz örnek verilebilir.
Peki nasıl yapabilirsiniz ve neler yapabilirsiniz? :
🔸 Kendinize dürüst olun. Gerçekten hazır mısınız değişime?
Bunun için herşeye gönüllü müsünüz?
🔸İnanıyor musunuz o istediğiniz şeyin olacağına? Hakettiğinize ya da ortaya çıkacağına ya da keyifle, kolaylıkla devam edeceğine? İnanmak çok değerli…
🔸Bağımlılığınız var mı o konu ile ilgili? İlla o sevgili olsun, illa o iş olsun, illa şu kadar gelir olsun, illa o ev, o yer. Her şeye gönüllü olmak bunları da içerir.
🔸 Yazmayı seviyorsanız yazarak çalışın. Gerçekten o istediğiniz olursa ne hissedeceksiniz?
🔸Güç duruşu çalışması vermiştim, onu da uygulayabilirsiniz bu konularda.

Ve son olarak seçtiğinizi nasıl anlarsınız kısmı kaldı👉 Eğer seçim yaptıysanız kim olacağınıza, nasıl olacağına dair, 24 saat içinde ya da biraz zaman verelim:) o hafta içerisinde bu konuyla ilgili mutlaka ve mutlaka birşey görür, birşey duyar, bir adım atar ya da birşeyleri bırakırsınız. Mutlaka ve mutlaka işaret gelir.
Eğer gelmezse bilin ki, hala orada seçmediğiniz bir yer, gönüllü olmadığınız bir şeyler var.
Ve bu bir anda zengin olacaksınız, bir anda hayatınızın aşkını bulup evleneceksiniz, hayalinizdeki işi kuracaksınız, yarın dünyayı gezmeye başlayacaksınız demek değil. Öyle de olabilir fakat beklediğiniz işaret küçük bi kıpırdama olsun. Bunu görürseniz artık seçiminizle hizalı gitme vaktidir, enerjinizi isteğinizle uyumlamışsınızdır ve bir tek şey kalır. Zaman vermek🍀 Zamana da gönüllü olmak…
Çiçek ekip hemen çıkmasını beklemediğiniz gibi, ektiğinizden emin olduğunuz gibi sadece onunla yaşayın, bekleyin. O çiçek açacak.
Seçim yapmak zor olduğu kadar kolay da; ama bazen daha zoru onunla hizalı gitmek, onunla birlikte uzun bir yol olsa da yürümek, koşmak, durmak, beklemek, uçmak. Ne gerektiriyorsa, ne geliyorsa hepsi.

Kolaylıkla ve neşeyle olsun🌿

Anlamlı bir hayat yaşamak istiyorsan yaşama gerçekten yüzünü dön, yaşamla barış içinde olmayı seç.
Yaşamın içindeki mucizeyi ancak böyle keşfedebilirsin.
Yaşamın kendisinin mucize olduğunu.
Gerçekten yaşamayı sevebilir misin?
Koca bir hayat akmaya devam ediyor. Sen şu an onun parçasısın. Kendini bıraktığın yıldan ve yerden çıkarıp tam buraya getirebilir misin?
Çocukluğumuzun acılarına dair yazdığım her yazıda hatırlatıyorum kendime, sen de okurken hep hatırla.
Sadece çocukluğunu, travmalarını şifalandırmak için yoksun burda.
Bir oraya git bak, sonra buraya gel, sonra ileriye bakıp hayal kur, sonra tekrar buraya gel.
Bu bir döngü, bu bir denge.
Ben hatırlatıcı ve kolaylaştırıcı olmayı seçtiğim için oralara dair bolca yazıyorum. Ama sen her okuduğunda farkında ol.
Gerçek olan an bu an. Gittiğin yerde kaybolmadan buraya gel.
Geçti.
Güvendesin.
Buradasın.

Seyret.
Dinle.
Dokun.
Bak, gör.
Hisset.
Geçmişe ya da geleceğe gidip de her uzun kalışında sırayla yap bunları olur mu?

Şu ana gelmenin en kolay yolu.

Hee yok, ben orda acıda ya da beklentide kalmayı seviyorum, gerçekliğe gelmeye niyetim yok diyorsan da kalabilirsin orda. Bunda yanlış bir şey yok. Bunu da bile isteye seçtiğini farkında ol yeterli.

Keyif dolu bir hafta olsun dilerim❤

Hayat sabit kalmıyor, değişiyor, dönüşüyor.
Sorular bazen hiç bilmediğimiz yerden geliyor.
Bazen de cevaplar.
Dünün derdi bugünün şükrü oluyor.
Bugün şükür ettiğimiz yarın derdimiz olabiliyor.

Bir şeyler oluyor da,
Olan herşey hayrımıza oluyor.
Bilsek ki böyle?
Olanı olduğu haliyle kabul etsek?
Anladım ki nefste değil sadece mertebe.
Hamdda, şükürde.
Derin bir nefeste.
Her şükürde daha derini keşfetmekte.

Ne çok hatırlatırım seni kendime, canım cümle:
” Senden gelen lütuf da hoş kahır da hoş.”
İdrake geçmemiz, düşüncelerin arasında ağırlaşırken bir anda herhangi bir cümleyle hafifliği hissetmemiz , olana olacağa gönüllü olmamız için neler mümkün?

Bazen olur ya,
İyi hissetmeyebilirsin.
Ya da acı çekiyor olabilirsin.
Saatlerce, günlerce…
Bazen bir şeyle herşeyi yıkabilir,
Bir şeyle herşeyin varmış gibi hissedebilirsin.
Bazen herşey üstüste gelir
Bazen hepsi aynı anda gider gibi olur.
Bazen bunalabilir
Nefes alamadığını hissedebilirsin.
Bazen hiç yataktan çıkmak istemeyebilir
Bazense uyumak istemeyecek kadar enerji dolabilirsin.
Bazen herşeyi bırakıp kaçmak isteyebilir,
Bazen olduğun yere köklenmenin yollarını arayabilirsin.
Bazen de köklenmekten hiç hazetmeyebilirsin:)
Bazen hiçbir yere ait hissetmeyebilir
Ömür boyu yuvayı arayabilirsin.
Bazen kendini dünya kadar bazen de kendini karınca kadar görebilirsin.
Hepsine yerin var.
Hepsine hakkın var.
Hepsine iznin var.
Kaçmaktan, korkmaktan daha hafif ona olana kapıyı açmak, buyur etmek.
Hatta bazen öyle seversin ki gitmesine izin vermek istemezsin. Sevgili gibi olur.
O zaman hatırla.
Bırakmaya da hakkın var.
Bunu tercih edebilirsin
Tutunmayı bırakabilirsin.
Yeni bir şeyi seçebilirsin.
Her gün, her an.
Değiştirebilirsin.
Vazgeçebilir, yenisini yapabilirsin.
Esne.
Koşmaya hakkın olduğu kadar, durmaya da hakkın var.
Esne.
İzin ver.
Herşey hareket halinde.
Hareket etmesine izin ver.
Yaşamanın daha kolay bir yolu var eminim.
Belki yollardan biri budur ne dersin?
Hakkın olduğunu bilmek, esnemek ve izin vermek.
🍀

İsteklerine dair motivasyonunu kaybettiğin her an hatırlat kendine bu yolu neden seçtiğini. Güçlü nedenini hep hatırlat.
Ve sor kendine: ” Eğer gerçekleşirse en iyi ihtimalle hayatım nasıl olur, ben kim olurum? ”
Gözlerini kapatıp hayaline gir, duygusuna.
Kim olurum kısmındaki kendini izle. Nasılsın?
Odaklan buraya.
Her seferinde.
Hiç pes etmeden.
Bak oraya.
Besle.
Sahi nasıl olur?

İsteğine dair kaygılandığın anda ise tek bir soru sor kendine:
” Gerçekleşmezse en kötü ihtimalle ne olur, korkum ne? “
Canlandır bunu.
Gerekirse yaz.
Sesli anlat.
Belki dakikalar yetecek.
Belki bir tam gün geçecek.
Belki bir kaç zaman.
Tam olarak gir o alana.
En kötü ne olur?
” Oh be ” yerine gelene kadar, bağımlılığın yokolduğunu hissedene kadar, isteklerinden ibaret olmadığını algılayana kadar, özgürleşene kadar, yani tüm hayati kılmaları bırakana kadar, bulunduğun yerin içinde birkaç iyi şey bulana kadar, burası da iyi diyene kadar devam et.
✔ Canlandırırken bunu, hafiflik şimdide olmayabilir, yarını, 1 ay sonrasını, 1 yıl sonrasını, 5 yıl sonrasını da hesaba kat.
Bir an / zaman gelecek, hafiflik orda yakalayacak seni.
Orayı bulana kadar en kötü kısmını düşün ve bitir.

✔ En iyi ihtimali istediğin her an, en kötü ihtimali ise sadece bir kez canlandıracaksın unutma.
Çünkü sürekli en kötü ihtimali kabul etmekten bahsedersen kendine ya da diğerlerine egonun oyununa girmiş olursun. İsteğine yolculukta kurban rolüne giriş hali bu, yüzünü sürekli oraya dönmüş bir hal, ” kabus değilse en kötüsü e o zaman o olsun ” gibi bir yerden ego seni şuan bulunduğun yerde tutmak istiyor bilesin.
✔ Ve bu çalışmayı yaparken korkma. Kötüyü çağırmıyorsun:)
Korkunun yüzüne bakıyorsun, onunla tanışıyorsun. Gerçekten o kadar korkunç mu diye tartıyorsun.
Bu kadar.
✔ Biz en iyi ihtimali bazen hiç düşünmediğimiz için,bazen en kötü ihtimali hiç düşünmediğimiz için, bazen en kötü ihtimali hep düşündüğümüz için karışırız.
Bu karışıklıktan çıkabilirsin.
Her isteğin, dileğin için,
İstersen dene.
Sadece dene.
Dilerim sana da hafiflik getirir.
🙏🙏

Tam ezberleri değiştirmek üzereyim,
tam o işte bu sefer yine aynı olmayı bırakıyorum, hikaye evriliyor ” dediğim yerdeyim.
Eşiğe yaklaştım.
Bir de baktım, minik adımlarla gelen korku dağ olmuş.
Değişimin ayak seslerinden çok daha güçlü geliyor.
Çünkü ilk kez kendimi şaşırtacağım,
ilk kez böyle bilinmeyene açacağım kendimi,
ilk kez özgürlüğü ilan edeceğim,
ilk kez suçluluk hissetmeyi kapının ardına koyacağım,
ilk kez varlığımın gücünü anlayacağım.
Ama o da ne!!!
Ayak sesleri daha da yükseliyor korkunun.
Aynı yerde kalmak için bahaneler üretiyor bu sefer:
” Ama şu da var, bu da var.
Bak son dakika n’oldu? “
Ah işte tam da istediğim buydu değil mi?👍
Geldi mi kapıma haklı! gerekçeler?
Oh be.
Korkmama gerek yok artık.
Aynı yerde kalabilirim.
Köprüyü geçmek , ölüm kalımdı çünkü bilinçdışım için.
Ve şimdi varlığımdan çok daha güçlü kıldım onu.
İzin de verdim.
Ve artık güvende…Bildiği yerde…

🍀Onu ikna edebilir miyim buralarda?
Tam değişimin kapısındayken ” hadi bi’ cesaret ” diyebilir miyim kendime?
Şimdi ya da biraz sonra.
Hikayeyi değiştirebilir miyim?
Bunu gerçekten istiyor muyum?
Eskiyi bırakmayı gerçekten istiyor muyum?

Hadi bi’ cesaret.
Olabilirim, yapabilirim.
Olabilirsin, yapabilirsin.

Kolaylıkla🙏

Her gün birçok deneyimin , temasın içinden geçiyoruz. Konuştuklarımız, okuduklarımız, düşündüklerimiz ve yaşadıklarımız.
İşte bu yüzden eğer yaşadığınız günle, tüm deneyimlerle ilişkinizi keserseniz bir sonraki gün , diğerinin ağırlığı ya da hafifliğiyle başlamaz , yeni olandan başlar. Bunu olumlu, olumsuz etiketleri yüklemeden okuyun olur mu?
Muhteşem dediğiniz bir günle de bağ kesin, yarın daha muhteşemleri olabilir çünkü:) Yer açın, izin verin.

En ufak kavga bile girdiyse gününüze , yarın ona daha başka bir yerden baktığınızı göreceksiniz ya da hiç ağırlığının kalmadığını. ( eğer sürekli aynı kişiyle yaşadığınız deneyim değilse tabi , orda başka çalışmalar gerekebilir )

Her günün akşamında uyumadan önce şunları söylemeyi seçebilirsiniz:

” Bugün, bilerek ya da bilmeyerek, farkında olarak ya da olmayarak satın aldığım , bana ait olmayan ne varsa tüm molekülleriyle kaynağına geri iade ediyorum. Benim moleküllerim de her nerede kaldıysa onları bütünüyle bedenime geri alıyorum .
Bugünle olan tüm ilişkimi iptal ediyorum.
İptal ediyorum.
İptal ediyorum. “

Dileyenler şunu seçebilir;
Gözlerinizi kapatın. Gözlerinizin önüne bugünü , temasta olduğunuz kişileri, olayları , o sıra aklınıza gelen herşeyi getirin ve hepsini dilediğiniz renkte bir balonun içine yerleştirdiğinizi imgeleyin ve yukarıda yazdığım cümleleri tekrar edin. Ve sonra balonla göbek deliğiniz arasında bir kordon hayal edip , o kordonu sağ elinizdeki altın renkli bir makasla kesin ve balonun uçup gittiğini imgeleyin.
Hazır olduğunuzda gözlerinizi açabilirsiniz.

Hangisi hafif gelirse deneyebilirsiniz.
Farkı göreceksiniz.
Şifa olsun🍀

Stres anında, anksiyetede, konsantrasyon eksikliğinde , sakinleşmede , fazla heyecanlandığınız durumlarda etkili bir çalışma ile geldim bu defa. Dönüşümlü nefes çalışması.

Başlangıç için;
✔Çalışma esnasında başınız dönerse çalışmayı bırakıp sonra tekrar deneyebilirsiniz. Kendimizi zorlamıyoruz.
✔Eğer iki burun deliğiniz de tıkalıysa da çalışmayı yapmayın.
✔Eğer tek burun deliğinde tıkanıklık varsa elinizle o burun deliğinin yanından elmacık kemiğe doğru çekerek burnunuzu açabilirsiniz. ✔ Çalışmada nefes alma ve vermeyi 1 nefes olarak sayıp 10 kere tamamlayıp , 2-3 dk dinlenip sonra 10 tekrar daha yapabilirsiniz. Ya da ara vermeden 3 dk veya 5 dk yapmanız yeterlidir.
✔ Günün istediğiniz herhangi bir diliminde uygulayabilirsiniz.
✔ Nefes alma ve vermeleri olabildiğince sakin , yavaş ve derin yapın. Hatta nefes verme sürenizi , alma süresinden daha uzun tutabilirsiniz. Fakat bunu hesaplamaya çalışmayın. Akışta kalın yeter😊 Zamanla oturacaktır. Beden ayarlayacaktır.

Çalışmanın yapılış şekli ise şöyle:
Kendinizi rahat hissedebileceğiniz şekilde oturun. Sağ ve sol burun kanatlarını kapamak için sağ el baş parmak ve yüzün parmağını kullanacağız. ( Görselde olduğu gibi )
Önce sağ elin baş parmağıyla sağ burun deliğini kapatın ve soldan öncelikle nefesinizi boşaltın ve sonra soldan nefes alın. Sonra sol burun deliğinizi sağ elin yüzük parmağıyla kapatın ve aldığınız nefesi sağ taraftan verin. Nefes alma ve vermeleri mümkün olduğu kadar yavaş ve sakin yapın.
Ve şimdi açık olan sağ burundan nefes alın ve soldan verin. Ve sonra verdiğiniz sol burundan nefes alın ve sağdan verin.
Bu şekilde devam edin. Ve çalışmayı her zaman soldan nefesi vererek bitirebilirsiniz.

Kolaylıkla, şifa olsun.

Merakla aranız nasıl?
” O ne giymiş, bu nereye gitmiş, şu ne giyinmiş, ne konuşmuşlar?” merakından bahsemiyorum:))
Kendimize ve hayatımıza dair merak duysaydık veya merakı artırsaydık?
” Başarısız olma korkum var. ” cümlesini sürekli tekrar etmek yerine, hergün içimizden ” başarılı hissetmek nasıl birşey olurdu acaba? ” diye sorsaydık ,
Ya da ” Yetersiz hissediyorum. ” yerine ” olduğum halimle iyi hissetmek, yeterli nasıl olurdu? ” diye sorsaydık,
Ya da mesela ” İnsanların hakkımda kötü bir şey söylemesini, düşünmesini istemiyorum. ” yerine ” Acaba iyi insan olma, iyi anılma talebimi serbest bıraksaydım, odağını kendinde tutmak, merkezde kalmak nasıl bir şey, bunu keşfetseydim neler olurdu? ” diye sorsaydık neler ortaya çıkardı acaba?
Cümle ve soru arasındaki enerji farkını farkında mısınız?
Hangisi daha hafif?
O halde hafif olana yaklaşalım. ( şartlandırmış gibi olmayayım ama soruları seçmiş olmalısınız:) )

Tek bir cümleyle katılık yaratıp yoketmeseydik olasılıkları,
” şöyleyim,böyleyim… ” demek yerine
” Nasıl hissetmek istiyorum, kim olmak istiyorum ? ” kısmını büyütmeyi seçseydik mümkün oldukça, hatırladıkça,
Nokta koyup önünü kapattığımız tüm cümlelerimiz ve aslında hayatımız, yerini daha virgüllü, soru işaretli ve cevabın akışta geldiği yerlere bıraksaydı,
Akışın önünde duran tüm bariyerlerimiz inseydi,
Kendimize daha iyi yaşama hakkını önce biz kendimize tanısaydık,
Ve yeter ki hakkımız olduğunu bilseydik ve izin verseydik,
Tekrarlarımız yerine kendimizi şaşırtsaydık mesela acaba nasıl olurdu?
Merakımızı artıralım işte tam buralarda, dilerim.
Bu merak daha çok işimize yarayacak eminim:)

Bu zamandan geçmişe baktığımda gördüğüm;
eğer kişisel gelişime merak saldığım o ilk yıllarda bazılarına göre içsel rehberlik – ego, bazılarına göre zihin – kalp sesi , bazılarına göre algı – bakış açısı denilen kavramların önemini bilseydim sadece buna kanalize olurmuşum.
Hayatı nasıl kolaylaştırdığını idrake geçince anlıyormuş insan. İdrak zamanım bu zamansa baştaki ‘eğer’ i attım çöpe:)

O yüzden ki, seanslarda hep şu sorular vazgeçilmezdir benim için:
” O iş senin hayatına katkı mı? Aklına gelen ilk cevap? “
” İlişkinde mutlu musun? Aklına gelen ilk cevap? “
” O kişiyle çalışmak istiyor musun? Aklına gelen ilk cevap? “

Aklına gelen diye sorarım da aslında o algına gelendir ama öyle desem karışır diye kolaylaştırırım🍀
O ilk gelen kelimeden sonrası işte bakış açılarımız kısmı.
” evet ama…. ” ” Hayır ama… “

Bir de şu olur . ” Bilmem birşey gelmedi aklıma . ” Ya da uzun bekleyişten sonra gelen cevaplar var.
Hiç tutunmadığım , hafif olduğuna inanmadığım ve bu yüzden de orada ne varsa konunun her yerine temas edip tekrar aynı soruyu sorduğum yerler.

Cevap ne olursa olsun, sorumluluk almayı gerektirdiği için, verilen cevaptan sonraki seçim , işte tam orası kişinim kendi gücünü ortaya çıkarır. Hala orda kalmaya devam edecek mi? Yoksa cevaba güvenip özgürleşecek mi???

Rinpoche’ nin dediği gibi zihnin durulma yollarını araştırabilir ve sonra asıl cevaba ulaşabilir ya da o devreye girmeden gelen cevaba güvenmeyi seçebilirsiniz.
Hepsi aynı yola çıkan farklı araçlar.
Hepsi bizim kolaylaştırıcımız.
Neyi seçerseniz o.