Etiket

terapi

Browsing

Bugünlerce bolca access bars seansı yapıyorum.
Ve her bir seans bizi ortak yerlere getiriyor.
Değerimizi her bir an kabul ediyor olsaydık gerçek, hayatımız neye benzerdi?
Ne olduğunun önemi yok. Birşeyleri hep ama hep kendimizden daha büyük yapıyoruz sanırım. Ve peşinden korku geliyor.
Neyi kendimizden daha güçlü yaptık, daha değerli kıldık ( Değerli, geçerli, doğru , güçlü, haklı… )
Ailemizi mi?
Çevremizi mi?
Patronumuzu mu?
Yakın arkadaşımızı mı?
Eşimizi mi?
Yoksa nazarı mı? ( Nazar değecek korkusuyla , nazarı çok güçlü kılarak ” anlatmamam lazım ya da daha fazlasına sahip olmamam lazım yoksa başıma bir şey gelir diyen ve bu ağırlığı yaratanlar el kaldırsın:) )

Her bir prosesle buralarda dönüşüm sağlamak muazzam . Katman katman, bir anda en derinler. Halı altında olan her şey…

Dün gece şuraya ulaştık.
Hepimizde yeni bir yer açsın diye hemen yazayım dedim.
” Her bir zerremin, her bir saniyemin değerini bilseydim gerçekten hayatım neye benzerdi? Neler olurdu?
Her bir vaktin bana özel hediye olduğunu bilseydim bu ne yaratırdı? “
Ve sonra;
” Sadece ve sadece varlığımla neredeysem orayı onurlandırdığımı bilseydim, olsaydım , alıp kabul etseydim hayatım neye benzerdi? Yap-ma gerekliliğini ortadan kaldırsaydım , öylece orda olmamın hediye olduğunu ben bilseydim hayatım nasıl olurdu, ben kim olurdum? “

Bir söz söylemek, yardım etmek, bildiğini göstermek, mutlaka çaba sarfetmek ,ortaya koyacak mutlaka birşeylerinin olması gerektiğine inanmak , varlığına eklemek zorunda olduğuna inanmak… Bunlar sadece sende yok, sadece bende yok, çoğumuzda az çok hepsinden var. Bunu yanımızda götürmek bir seçim ve tam şuan başka birşeyi seçebiliriz.
Zorundalıktan değil, iyi hafif eğlenceli geldiğinden yana seçimimizi kullanabiliriz.
Kendimiz olmaktan yana seçimimizi kullanabiliriz.
Gücümüzü hatırlamayı her gün seçebiliriz ve alıp kabul etmeyi 🙏🙏

Kolaylıkla.

Gaslighting.

Daha önce duydunuz mu bu kelimeyi ?

Hadi gelin biraz hakkında konuşalım, düşünelim . Nerelerde karşılaştık bir bakalım.

Benim kendisiyle tanışıklığım eskiymiş de adını bir eğitimde ve asıl nelere sebep olduğunu araştırınca öğrenmiştim.

Gaslighting, psikolojik manipülasyon türlerinden biri. Adını bir tiyatro oyunundan alıyor. İkili ilişkilerde, karşımızdaki kişinin bilinçli ya da bilinçsiz bizi manipüle etme hallerinden biri.  Hakkında araştırma yaparsanız çok bilgiye rastlayacaksınız, evrelerine , katmanlarına. Çok çeşitli olmakla birlikte , konu aslında tamamiyle gerçeklik ayarlarımızla oynanmasıdır.

Başta söylemek istediğim şey şu ki , eğer bu manipülasyon çeşidine maruz kaldıysanız, ilk başta anlayamayabiliyorsunuz. Bir tuhaflık seziyorsunuz fakat karşınızdaki kişide kişilik bozukluğu olduğunu düşünmek yerine siz kendinizden şüphe etmeye ve bazen de kendinizi suçlamaya başlıyorsunuz. Yani kendinizi yanlış onu doğru kılıyorsunuz. Bazen hissettiğiniz şey sadece şaşkınlık da olabiliyor. Hatta bazen de konular karışıp gaslight uygulayanın kendiniz olduğunu bile düşünüyorsunuz:) Şaka değil, gerçek:)

  • Karşınızdaki kişi ( aile fertleri , arkadaşınız, sevgiliniz, çocuğunuz , patronunuz , iş arkadaşınız, öğretmeniniz …)  sizi rencine edecek, değersizleştirecek tarzda sözler söyler , dalga geçer ve üstüne tüm bunların şaka olduğunu söyler. Ama nasıl şaka:)
  •  Ya da yaptığından veya söylediğinden çok emin olduğunuz şeylerin ardından geçen konuşmalarda sürekli bunları inkar eder, “ben demedim, ben yapmadım” der veya bunları sizin uydurduğunuzu iddia eder ve siz bunlarla ilgili şüpheye düşersiniz. ” Acaba öyle olmadı mı gerçekten, ben mi öyle anladım?”
  • Olanları konuştuğunuz sohbetlerde olayları hep kendi lehine çevirir ve yine inkar eder ” o olay şöyle oldu, çünkü sen şöyle dedin ve ben onu yaptım.” O hiç bir zaman hatalı olamaz , siz mutlaka buna sebep olan birşey demişsinizdir ve O onu yapmıştır. Gerçeklerinizle oynanır. Sizin söylemediğiniz şeyler söylemişsiniz gibi ifade bulur.
  • Araştırınca şu çeşidine de denk geldim ki sanırım bu ileri bir aşama; eşyaların yerlerini değiştirir ve zaman sonra tekrar yerine koyar ve siz yine istediğiniz kadar emin olun  bakıp bakmadığınızdan, şüpheye düşersiniz.

Gaslightingle ilgili özellikle dikkatinizi vermenizi istediğim birkaç nokta var.

1. Bunu 1 kez ya da 100 kez yaşamanız bir şeyi değiştirmez. Olan şey manipüle edilmektir. Fakat zorlayan yeri şu ki; 1 kere de belki sadece şaşkınlık yaşayıp bitecekken, o işyerinde, o okulda, o grupta, o ilişkide kalmaya, o ebeveynle yaşamaya devam ederseniz yavaş yavaş hayatınız, kendinizle ilişkiniz, neşeniz, özgüveniniz yok olmaya başlayabilir, sürekli kendinizi sorgulama halinde olabilirsiniz. ” Ben mi yanlış anladım?” ” Gerçekten onun dediği gibi mi? ” Veya size karşı yaptığı şakalarda hissettiğiniz değersizlik duygusu hayatınıza yayılmaya başlar, yavaş yavaş, siz anlamadan.

2.  Bunu yaşadığınızı anlamama sebeplerinden biri sürekli olarak karşı tarafın iyi niyetli olduğunu düşünmeniz olabilir. Hep hatırlayın ki, gaslightingin niyetle alakası yoktur. O kişi bile bunu yaptığını farkında olmayabilir. ( Farkında olarak yapanlar da var )  Çünkü söylediği, yaptığı şeyler onun da inanmak istediği gerçekliktir.

3. Gaslight uygulayan kişinin de kendine bir gerçeklik yaratma isteğini aklınızda hep tutun. Tek taraflı değil, iki taraflı gerçeklerle oynanır aslında. Onun dediği gibi olduğuna kendisini inandırarak kendisini sürekli doğru yapma , haklı yapma arayışındadır.

4. Yukarıda yazdığım maddeyi baz alarak ( eğer uzun süreli bir ilişkiyse ) onu düzeltmeye / kurtarmaya çalışmayın,  olayların sizin anlattığınız söylediğiniz gibi olduğuna ikna etmeye çalışmayın,bu sadece ve sadece sizi yorar, çünkü öyle emindir ki onun dediği gibi olduğundan, tek konunuz kendinizi burdan çıkarmak olsun. Burda bir seçim sizi bekler.

5. Bazen birilerine anlatmak ve kendinizi sorgulamaktan çıkmak istersiniz ve işte  bazen anlattığınızda çevrenizdekiler maruz kaldığınız şeyi sizden önce farkedebilirler. Onların dediklerini ciddiye alın.

6. Bu duruma maruz kalan kişiler bolca özür diler, kendini hatalı bulur, bazen yalan söylemek zorunda kalır gibi noktaları da var. Bunlar da sizin hayatınızda var mı diye bir bakabilirsiniz.

” Yaşadıklarıma bir son verebilir miyim?”

Eğer okuduklarınızın sizin hayatınızda, sizde bir karşılığı varsa ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız lütfen önce profesyonel destek alın. Sonra ihtiyacınız olan yolda karşınıza çıkacaktır.

Hayatınız değerli. Siz değerlisiniz. Bunu hep hatırlayın olur mu?

Kolaylıkla.

 

 

 

 

 

Kaçımız ” senin / sizin için yaşıyorum ” sözlerinin geçtiği bir evde büyüdü? …. Bir çocuğun dünyasında nasıl algılandı ki bu? ” Yaşatmak için yaşamalıyım ve onları buna pişman etmemeliyim , bu büyük emeğin karşılığını vermeliyim ” mi yoksa??? Ve bu yükü omuzlayıp bir de bugünlere kadar taşıdı ?

Peki ya kaçımız sevdiğimiz herhangi birini ” sensiz yaşayamam ” dediği için yaşatmaya çalıştı/ çalışıyor bir yerlerde ? Ya da sen söyledin bunu ona, ne zaman , nerede, kime ? Kendinden öte değerli kıldığın kimler oldu ? .

 Ve bir de ” seni ölene kadar asla bırakmayacağım” ” sonsuza kadar seveceğim” … Ve kaçımız bu söz uğruna bitmesini istediği bir ilişkiden ” neden ayrılamıyorum, kurtulamıyorum? ” diye sebebini hala arayıp duruyor da bulamıyor ?         ( donakaldığım yerlerden biriydi zamanında bulduğum anda ) .

Sanki kulağa iyi gibi gelen kocaman hapisler yarattık biz farkında olmadan. Niyetimiz kötü değildi elbette ki . Yalnız burada birçok yer var hapis yarattığımız , anlamadan. Böyle beylik sözlerle ” daha da anlasın , çok inansın ” lara gerek var mı sevgimizi tanımlarken? Sevgi özgürleştirmiyorsa , nerede kaldı iyileştiriciliği ? 

Bu cümlelerin yarattığı hapisler bedeninin bir yerinde / yerlerinde kilitli. İzin ver açılsın kilit. Kaç yıldır hapsediyorsun bir bak istersen. Bırakmak bir an-ken, kaç yıldır o söz orda kalsın diye enerji harcıyorsun?
Şimdi ” söz büyüdür ” dediğimiz yere geldik işte. Bu söz başka söz. Büyüyü bozma zamanı olsun ister misin? Verdiğin tüüm sözleri hatırla, hatırla. Farketmek özgürleştirir dönüştürmeyi seçersen. Aynı sevgi gibi .

Cümleler nasıl dönüşür ki o zaman ” Uyumumuz devam ettiği sürece seninle birlikte olmaya gönüllüyüm. ” . 

Olur mu?

Var mı senin de aklına gelenler?

Bir beden çalışmasıyla geldim bugün.

Bu çalışmayı gece 23.00 – 01.00 arası yaparsanız harika olur ama illa o saatte yapmanız  zorunlu değil. Sağ elinizi, parmaklarınız açık duracak şekilde karaciğerinizin üzerine koyun ve önce varlığını hissedin. Öfkenizden, kininizden, kibrinizden etkilenen, esas görevlerini bu sebeplerden ötürü yapamayan bir organınız kendisi. ( yeri midenin sağ yanında, sağ göğsün altında ) 10 dk boyunca elinizi ordan ayırmayın ve şunları tekrar edin ” Doğduğum andan bugüne dek taşıdığın ağırlık yaratan tüm öfkemi, kinimi, kibrimi, hırslarımı serbest bırakıyorum, arınmaya niyet ediyorum, arınmayı seçiyorum. Geçmişten bugüne herkesi affediyorum. Kendimi affediyorum.” Eğer aklınıza isimler gelirse onları da söyleyebilirsiniz : ” … ( kişiyi ) affediyorum ” diye ekleyebilirsiniz yukarıdaki cümlelere . 7 gün boyunca ara vermeden devam edin. Sonrasında haftada 1 şeklinde devam edebilirsiniz.

  • Karaciğer değerlerinizde yükseklik ve karaciğer hastalıklarından herhangi birisi sizde varsa deneyin. 
  • Geçmişe dair öfkeleriniz geçmiyorsa deneyin.
  • Burcunuz ateş grubuysa ( koç, asla,yay ) mutlaka deneyin ve yazdığım şekilde devam edin.

Yaklaşık 4 senedir bu çalışmayı kime verdiysem harika geri dönüşler ve mucize sonuçlar aldım.  Bakalım sizin hayatınızda neler olacak?

Hatırlatma: Çalışma sebebimiz öfkelenmemek değil , öfkeyle ilgili konusu geçmiş ama bizim taşımaya devam ettiğimiz yüklerimizden arınmak.  Çünkü duygular dünyada bizim için var. Öfke , öfkelenmek normal. Dünü bugüne taşımak ağırlık sadece. Ve bir diğeri kibir, hırs konusu. Kibirden , hırstan kaçmak değil, onların bizim bakış açımıza göre yarattığımız ağırlıklarından arınmak. Kibirli olmayı ya da hırslı olmayı iyi -kötü kılmadan , tanımsız yerden işlemek, kutupluluk yaratmadan.

Her geçen gün hayatınıza daha fazla hafiflik aksın dileğim.

” Eski giysilerimi atamam ben. Yırtılsalar da ayrılamıyorum. “” Sürekli eski sevgililerim de geri döner benim. “
“Alışkanlıklarım var. Onlar dışına çıkamıyorum. “
” Eski ilişkimden hediyeleri, fotoğrafları saklıyorum ama bana onu hatırlatmıyor eminim. “

Bir yerlerden tanıdık mı bu cümleler? Karşılığı var mı sende?
Sürekli aynı tarz film izlemek, aynı tarz kitap okumak, hep aynı yollardan işe yürümek, sabahlara hep aynı başlamak, aynı aynı aynı…

 Düşünceler de böyle biliyor musun?
Markete gittiğinde yeni çıkmış bir çikolatayı merak edip denemek gibi yeni bir düşünceyi hayatına sokmak. Gerçekten farklı düşünmeyi merak ediyor musun? MERAK . ” Nasıl bu kadar farklı yerden bakabiliyorsun? ” un cevabı burda belki de.

Hani nefes ile ilgili derim ya, duyguyu dönüştürmekle uğraşacağına nefesini dönüştür , duygu otomatik olarak dönüşür diye.
Bu sabitliğin de kolay yolları var. Boşluk yaratırsak yeniliğe yer açabiliriz. O sakladıklarını azad edebilirsin ya da bir diğer yol, yeniye dair merak duyabilirsin.Deneyebilirsin.
🌻 Woooww bu eğlenceli olabilir diye bakabilirsin🌻
🌻Sınırlamalarına bakabilirsin.
🌻Sakladıklarını çıkarabilirsin.
🌻Gitmesine izin verebilirsin.
🌻Yeniye yer verebilirsin.
🌻Kendine izin verebilirsin.

🌸Bugün hangisinden başlamak istersin?

Seven hallerini alıp kabul etmek kolay.
Niyetlerinin iyiliğini
Cömert hallerini
Umutlu zamanlarını
Neşeli zamanlarını.
Kolay dile getirmesi de , yaşaması da kolay.
Ne vakit öfke ziyaret eder
Kibir gelir oturur yanına
Kıskançlık sarar bir anda zihnini
Ne vakit bağırırken bulursun kendini
Ya da işte hiç de istemediğin gibi başlamıştır gün…
Buralar zorlayabilir. Zorlamasını normal kabul et.

Zor olandan nasıl geçilir?
Kolaylık , inkar etmeden,
burdan da geçmenin normal olduğunu kabul etmekte.
Saklanmamakta,
Bazen saklanmakta ve yine normal bilmekte bunu.
İtiraf edemiyorsan kimseye – zaten gerek de yok – hikmet kendine itiraf edebilmekte.
Arkanı dönmeden,
tutsağı olmadan,
içinde kaybolmadan,
hepsinin insana dair olduğunu bilmekte hikmet.

Kendine yakıştırabil.
Utanılacak birşey olmadığını bil.
Kendini normal kabul edebil.
Devamlı misafir ediyorsan zor halleri , üzerine çalışabil telaşsız.
Dönüşebil.
Esneyebil.

İnkar davet yaratır.
Kaçan da kovalanır:)
O çevrende nefret ettiğin herşeyden sende biraz olabildiğini ve şimdilik ortaya çıkarmayı seçmediğini bilebil.

” Tüm parçalarım , yeryüzünde sizi inkar ettiğim heryeri iptal ediyorum.
Kendimi tüm hallerimle alıp kabul ediyorum ” ya da ” kabul etmeye gönüllüyüm ” ( hangisi hafifse )

Hoşçakal.

” Biraz ciddi ol. “
” Şurda ciddi ciddi birşey konuşuyoruz.”
“Sen hiç ciddi olamaz mısın? Hep laylaylom😊”

Bakış açılarını benimle birlikte görmek ve dönüştürmek isteyen var mı? Hadi başlayalım o zaman:

Eğlenceli yaşamayı nerde kötü yaptınız?
Kimi yargıladınız ya da kınadınız?
Ciddi olmanın değeri ne?
Burda sevdiğiniz ne varsa, neşede keyifte reddettiğiniz ne varsa hepsini yıkıp yaratımını iptal edelim mi?
Neşeli insanları severken öyle olmamak için direndiğiniz , bununla ispat etmeye çalıştığınız herşeyi ve heryeri yıkıp yaratımını iptal edelim mi?
Dünyada bu kadar acı varken içeride ve dışarıda neşeyi, eğlenceyi, gülmeyi kendinize yasak kıldığınız ve neşenizden utandığınız mutluluğunuzdan utandığınız heryeri de iptal edelim mi?
Ve yine aileniz dostlarınız acı çekerken nerede neşeyi haketmediğinize karar verdiniz ? Kaç yaşında? Onlarla aynı kalmanın değeri ne? Ve belki asıl siz neşeden, keyiften işleyince onlara da katkı olacaksanız?
Bu dünyada üreten, büyüten, katkı olan enerjilere bir bakın. Neşeler, paralar, keyifler, mutlular. Olmak istediğiniz katkı hem kendinize hem dünyaya , ya burada saklıysa?
Size hayatınızın neresinde ciddi olmanın güzel olduğu , doğru olduğu, gerekli olduğu söylendiyse ve siz bunu kendi doğrunuz kabul ettiyseniz bununla ilgili de heryeri yıkıp yaratımını iptal edelim mi ?
Sorulara evet demeyi seçen herkes; acaba tüm bunlar dönüşseydi kim olurdunuz, hayatınız nasıl olurdu?

Yaşamayı ciddiye alacaksın. ” dizelerinde okurken Nazım Hikmeti de , orda tutkuyu duyuyorum ben , yaşamın tadını çıkarmayı , doya doya tadına vara vara yaşamayı duyuyorum. Anlamlı bir hayat yaratmak ve yaşamak . Ne değerli değil mi şiirdeki gibi?
Ve anlamlı bir hayat için ciddi olmanıza gerek yok biliyor musunuz?
Ciddi durmanıza , ciddi konuşmanıza ve içsel konuşmalarınızı ciddi yapmanıza, ciddi ciddi problemlerinizi! düşünmenize gerek yok.

 Burda benim asıl temas etmek istediğim yer , içsel neşe , içsel keyif , eğlence kısmı. Dışarıya yansıyan zaten o olacaktır da devamında, ilk hedefim iç dünyanız.
Bunu hakettiğinizi biliyorsunuz değil mi? Sadece seçin ve hediyelerini alıp kabul edin 💖

2021’de kendini olduğu hali ile alıp kabul edebilen insan sayısı artış gösterecek , demedi demeyin:)

2020 yılı bolca öyle ya da böyle kabullenişe başlamış olmalıyız ki , zamanın bir yerinden sonra farklı birşeyler oldu , siz de farkettiniz mi?

Hepimiz biraz daha cesuruz sanki . Biraz daha potansiyelimizi farkeder halde. Bazılarımız o bu şu ne der diye düşünmelerin ötesine geçti. Bazılarımız eski olanı bırakma niyet etti, yıkım gücünü buldu, yeniden yaratım aşamasına geçti.

Sosyal medyadaki paylaşımlarımız da değişti. Eskiden sadece mutlu anları bolca paylaşırken, artık acıdan da sıkça bahseder olduk, o halle de görünür olmayı seçtik. Kırılganlığımızı da yanımıza alarak biraz daha büyüdük sanki, genişledik. 

Tüm bunların başlangıcı tabi ki herkeste farklı olsa da , benim bakış açıma göre kabule geçtik. Şuan kimsek , neysek işte tam burada bu halle barışmaya gönüllü olmakla başladı belki de , Carl Rogers’ın sözünde bahsettiği  gibi . Katlanarak artacağına dair inancım sonsuz. Bu halin çoğumuza iyi geldiği de aşikar.

Ve aslında değişim sadece kendin olmayı alıp kabul ettiğinde değil, tüm olanları olduğu haliyle alıp kabul ettiğinde başlıyor fikrimce.

Yakın zamanda The Key kitabından bir bölüm okuyayım diye elime aldığımda tam da bu konuya değindiği sayfaya denk geldim Joe Vitale ‘ın. Kendi hikayesinin bir yerinde taşınmak ( kaçmak ) için çırpınırken , tam da orayı alıp kabul ettiğinde gelen dönüşümü anlatıyor .  Blöfsüz, beklentisiz, gerçek, içten bir kabulleniş bu. Hepimizin ihtiyaç duyduğu. Ve işte gün be gün ona doğru yürüdüğümüz.

Sizce de büyüyor mu kendi olma cesareti içimizde ? Ne dersiniz?

Hayatta herkes ne çok şeyin olmasını istiyor değil mi? Peki kaçı bunları gerçekleştiyor?????
Peki ya sen….
Sen sadece isteyen misin?
Yoksa gerçekleştirmek için yola çıkanlardan mı?
Hayatta her günün daha keyifli, daha iyi , daha huzurlu ve enerjik geçseydi bu nasıl olurdu?
Bunun olmasını gerçekten istiyor musun?
Ve istediğini kazanmak için gerekirse kaybedeceklerin de olacaktır , buna hazır mısın?
Karar vermeden önce yazıyı okumanı ve sonra seçimini yapmanı tavsiye ederim…. Cevabın evet olursa aşağıda uygulamada sana kolaylık sağlayacak çalışmaları da yanına al olur mu? Yolda çok ihtiyacın olacak. Sana en uygunlarını seç. Nasıl mı? Ruhun sana hangisinin iyi geldiğini ve geleceğini farkettirecektir.
İstediklerimizle ne alakası var peki enerjimizin ? İsteklerinle – zihnin, bedenin ve ruhun hizalı olduğu sürece onu hayatına davet edebilirsin. ‘ Olmayacağını bile bile neden isteyeyim, neden hayal kurayım ‘ dediğin andaki enerjine bak, negatifte değil mi?
Ama isteğinle hizalanırsa zihnin , yüzünü o tarafa dönersen ve enerjini istediğin yöne verirsen işte o zaman sürprizler seni bekliyor olacak.
optimism
  –
Bazı insanlar hiçbirşey yapmadan keyiflidir hep , çevrende var . Enerjilerinin kolay kolay düştüğünü göremezsin, kendi alanlarını müthiş korurlar, nasıl olur da hiç sinirlenmezler diye merak ederiz hatta değil mi? Algı farkı ve seçimler devrede diyebiliriz buna kısaca. Bazı insanlarda ise dokunsan etkilenir bir hal vardır ve tüm gün , çevresel ve içsel faktörlere bağlı ani inişler-çıkışlar dengesini tamamen bozar, akşam neden bu kadar yorgun ve bitkin olduğunun cevabını arar durur. Yattığı sıradaki frekans alanına bağlı olarak aynı frekansta da uyanır, bu döngü sürekli birbirini tamamlar…
                             Sen neredesin ve bu alanı nasıl dengelersin?
dilek-taslari
” Kendin için mesai yap gerçekten, değerli kullan zamanını. Buna değersin, bunu hakediyorsun. Bu hayata geldiysen , kaliteli zaman ve keyifli haliyle yaşamaya özen göster. Bu çalışma emin ol çok keyifli geçecek senin için,  kararlı , farkında, uyanık! ve sabırlı olursan.”
İşte enerjini yükseltmek için keyifli öneriler;
1. Seçimini yap. Daha iyisi olmak bana ne kazandırır’ dan yola çık ve nedenlerini belirle. Daha iyi olursan ne olur? Bunlar seni şu an’ından bir üste taşıyacaktır.  
2. Şimdiki halin ile yüzleş, eğer bilmezsen nerede olduğunu, hedefi de belirleyemezsin ve arada geçen ‘nereden nereye’ yolculuğu senin için anlamını ve değerini yitirir , gözlemleme şansın sıfır olur. Bu şunun gibi. Diyetisyene gidip ya da diyete karar verip tartılmayanı gördün mü? Sen de önce tart,  kendini gör ,yüzleş , kabul et , sonraki adım zaten % 50 seçim , % 50 eylem olacak.
10 değerini en yüksek hal olarak kabul edersek ve 0’ı da minimal kabul etmemiz halinde sen şuan kendini nerede görüyorsun 0 ile 10 arasında ?
Bu değer senin için ne demek ?
Ve çıkmak istediğin yer neresi ? Orayı da tarifleyebilir misin bana?
Kişi , kendini en iyi gözlemleyendir eğer düzenli takip edebilirse, sürekli uyanık! olursa. O yüzden takip et kendini her gün ve gerekirse günün çoğu anında. Öncelikle küçük bir not kağıdı yeter, aynı skala üzerinden kaç değerinde uyandın bugün ve güne başladın? Bunu not al . Günü bitirmek üzeresin  ve şu an kaçtasın? Aradaki fark nereden oluşmuş olabilir? Yükseldiyse iyi hal , buna vesile olan , sana iyi gelen nedir?
Düzenli bunu yazman halinde enerji iniş çıkışlarını kolaylıkla takip edebilirsin. İstediğin alana doğru çıkıyor musun? Yoksa kendi etrafında dönüp duruyor musun???????
enerjinizi-calanlara-dur-deyin-1024x494***Kendine bir süre ver skalada istediğin alana geçmek için. Hemen 1 günde olmasını bekleme . Yıllarca aynı bilinçte ve alanda yaşadın, çevren de buna uyumlandı , ilk başta bocalaman normal, değiştirmen ve dönüştürmen zaman alabilir. Kendine haksızlık etme ve zaman tanı. 3 ay, 5 ay … Sen belirle bu süreyi. Seçtiğin yere ulaştığında, her gün mesai harcamana gerek kalmayacak, sadece enerjini dengede tutmak için tetikte olman yeterli olacak. Tüm gün , diğer insanlarla ve enerjileriyle etkileşim halinde yaşıyoruz. Doğal olarak etkilenmen , yön değiştirmen an meselesi olabiliyor bazen, ama güzel yanı artık toparlaman eskisinden çok daha kolay olacak.
3. Her sabah kendine söz ver ve niyet et;
 ” Bugünümün daha keyifli geçmesi için elimden geleni yapacağım. Beni bir üste taşıyacak enerjideki insanlarla vakit geçirmeye ve olumsuz tüm enerjilere kendimi kapatmaya niyet ediyorum. “
4. Çevrende enerji emen tüüüümmmm herkesi bir süreliğine uzaklaştır, bu en yakının bile olsa, lütfen lütfen lütfen. Merak etme , hayatından çıkar demiyorum azıcık uzaklaştır, enerji alanından uzaklaştır.  Yineliyorum , gücünü kendine verince ve kontrolü eline alınca bunlara gerek kalmayacak. Enerji emenler ya hayatından gidecek ya da sen enerjini sömürmesine izin vermeden ilişkini devam ettireceksin.
Brain-Training-1
5. Bunu hergün yapmanı gönülden tavsiye ediyorum. Her gün en hareketli şarkılardan bir liste oluştur ve tam yarım saat boyunca keyifle dinle. HER GÜN!!! Uyanır uyanmaz, iş için hazırlanırken, yolda, molada , istediğin her yerde yapabilirsin. O bir yerlerde etrafında çalsın dursun, 1 hafta sonra neler olduğunu göreceksin.
6. Kimse seni sinirlendiremez, kimse seni sinirlendiremez, izin vermezsen kimse enerjini düşüremez,yansımalarını yaşıyor olabilirsin, kişi seni kendi enerjisine düşürmeye çalışıyor olabilir; o an geldiğinde, sinirlendiğinde , üzüldüğünde kendine dön, Bunu ne kadar sürede bitirmek istediğini söyle kendine.Uzun uzun aynı şeye takılı kalma. Şu an,  seni bir adım gerinden koruyacak.
7. ” Önce şu gerçekleşsin,  sonra iyi olacağım” diye bekliyorsan daha çok beklemen gerekecek:)
 Önce enerjini toparla. Bir silkelen ,kendini hisset. Bu yolda, hedefe kadar sana en iyi gelecek olan kendi motivasyonun olacak, iyi olmazsan nasıl yönetebilirsin ki süreci ?
Ayrıca o her neyse ,  olmadan da sen iyi olabilirsin, bunu deneyimle, ya o istediğin hiç olmazsa hep böyle mi yaşayacaksın bir düşün , hayırlı olana inan… 
8. Nefes çalışmalarından faydalan. Kendine bir gün ayır ve nefes çalışmalarına katıl. Evde yapılacak hareketleri de deneyebilirsin.
8. Haftanın 2-3 günü spor yap . Bu öylesine enerjini yükseltecek ki , müzik , spor ve sen. Enfes üçlü:)
9. İşbirlikçi bul kendine.Bir anlaşma yapın birlikte. Enerjin düştüğünde ondan destek al ve sen ona destek ol ama şikayet ederek asla  değil.Enerjini düşüren konu hakkında o sana dışardan bir göz olarak yardımcı olabilir, alanını değiştirebilir ya da onunla keyifli bir sohbet yapabilirsin. Tekrar an’a döndürecek bu seni , gücü geri alacaksın o alandan şu ana. Bu kişiyi biliyorsun . Bak bakalım etrafına sana kim  iyi geliyor?
birbirlerini-opup-sonra-kahkaha-atan-bebekler_9439320-7880_640x360
10. Enerjisi yüksek insanlarla vakit geçir. İnsanlar,  keyifli ve eğlenceli insanlarla vakit geçirmeyi severler değil mi? Sen kimlerle olmayı seviyorsun? Kimler seninle olmayı seviyor ? Esprili kişiliğinle  tanışmadın mı daha, belki de öylesin. Yoksa yukarıda enerji emen dediğimiz yerde misin farkında olmadan, hani o hep şikayet eden, mızmızlanan sen misin? Eğer öyleyse hemen kendine söz ver ve bunun sana iyi gelmediğini hatırlat kendine. Değiştirmek senin elinde.Şikayet geldiği anda diline sus lütfen, farket ve susmaya geç. 1 gün değil , 2 gün değil, en az 1 ay boyunca hiçbir şeyden şikayet etme içten ya da sözel. Olan oluyor zaten. Söylenip olumsuzluk yükleme bedenine. Ruhunu daraltma, ferahlat aksine.
11. Immmmm şöyle güzel bir masaj , cilt bakımı hediyesi fena olmaz değil mi? Kendine bir ödül ver  bu hafta veya bu ay içerisinde. Hemen randevunu al o zaman.
12. Çocuklar müthiş enerji kaynağı. Onları gözlemlediğinde , için kıpır kıpır , yüzün gülümsüyor biliyorum. Onlarla vakit geçirme imkanı oluşturabilirsin kendine. Hani düşüp kalkıp birşey olmamış gibi devam ediyorlar ya, sen de ordan geldin ve tekrar aynı enerjiyle dolman mümkün.
13. Hayatın mükemmel olmayabilir. şu an mevcutta bir konu ile zihnin dolu ve sana engel oluyor olabilir. Önemli olan işte burda enerjini dengelemeyi başarabilmek. Herşey mükemmel olsaydı zaten , bu bilgiye  ihtiyacın olmayacaktı. Seninle aynı durumda olan milyonlarca insan var. yalnız değilsin ama ilham kaynağı olabilirsin.İnsanlar feyz almayı sever. Bu süreçteki deneyimlerin onları motive edebilir.
tumblr_nkwnorX9Z01tt9npso1_1280
13. ŞÜKRET. Neler varsa etrafında, ailen , dostların, elinde olanlar, işin, sevgilin, eşin, çocukların nefesin, zihnin, varlığın , hesabındaki veya cüzdanındaki para, yaşadığın yer… Sevdiğin her şey için HER GÜN teker teker şükret. Yeni birşey geldiyse onu da ekle ; muazzam bi farkındalık yaşayacaksın. Yok dediğin şeyler belki de etrafında ve görüş alanından çıktılar , varlardı aslında kimbilir…. 1 ay düzenli yapmaya var mısın?
 Nedenli-sonuçlu , başlangıçlı-bitişli süreci istediğin zaman başlat, öteleme , hemen şimdi başla. Kendini iyi hissedecek başka neler olduğunu sen benden daha iyi bilirsin. Mucize aramıyorsun değil mi? Senin bilmediğin birşeyi sana söylemiyorum, hareket etmen ve motive olman iyi gelecek. 
Hala iyi hissetmezsen kendini , bireysel destek alabilir, profesyonel destek alabileceğin alanları birlikte bulabiliriz.
Sevgiyle, heyecanla ve coşkuyla kalman dileğiyle… 
Eda ÖZGÜLER
Profesyonel Koç